FATMA ÖZDEMİR İLE

2020 yılının ilk çeyreği ancak filmlerde göreceğimiz türden, tüm dünyayı derinden etkileyen olaylarla başladı. Kırk yıl düşünsek milyarlarca insanın aynı anda ev karantinasında kalacağını, dünya ölçeğinde türlü türlü kuralların, önlemlerin ve hatta bazı ülkelerde gördüğümüz gibi deneysel yaklaşımların kullanılacağını hayal edemezdik. Uygun iş kollarında pek çok işin uzaktan yaparak ilerleyebildiğini görmek kadar, eğitim, spor, müzik dersleri gibi normalde belli bir mekanda bir eğitmen eşliğinde yapılan aktivitelerin uzaktan ve evimizin konforunda yapılabiliyor olmasını pratik ederek gördük.

Teknoloji ile yakından ilgilenenlerin bileceği üzere, “dijital dönüşüm”, “endüstri 4.0”, “IoT- nesnelerin interneti” gibi aslında biraz dillere pelesenk olmuş ama yaşantımıza tam olarak giremeyen pek çok şeyi hızla bilfiil pratik eder olduk. Hani derler ya “bir musibet bin nasihatten iyidir” diye, biraz onun gibi oldu sanki. Daha önce beş, on, hatta yüzlerce insanın aynı anda video-konferans yapması pek çok kişi için anlamsız bir ihtiyaçmış gibi görünürken, şimdi belki biraz da sosyalleşme ihtiyacımızı giderebilmek için bir anda hepimiz ailelerimiz, arkadaşlarımız, hatta garip şekilde ilk okul/orta okul arkadaş gruplarımızla videolu görüşür olduk. Yine inanılmaz sayıda insan video üzerinden egzersiz, yoga, meditasyon, müzik, masal yayınlarına katılıyor. Ayrıca, normalde son derece yüksek fiyatlara sunulan pek çok hizmete şu anda teknoloji aracılığı ile ücretsiz ulaşmak mümkün. Zor günlerde kenetlenen insan türünün ilginç bir örneği olarak, herkes elinden geleni ücretsiz bir şekilde paylaşmaya kollektif bir şekilde karar vermiş gibi, muhteşem!

Bence bu zor günleri atlattıktan sonra, herkes az buçuk normal yaşantısına ve eski alışkanlıklarına hızla geri dönse de bazı açılardan dönüşmüş olacağız. Evimizin konforunda ve uzaktan yapabildiğimiz bazı şeylerin yaşantımıza daha kalıcı şekilde gireceğini düşünüyorum. Daha önceden yüzyüze değilse ve özellikle internet üzerinden yapılıyorsa değer biçemediğimiz pek çok şeye, yaşadığımız bu tecrübe ile para ödemeyi düşünebileceğiz. Özellikle Istanbul’da bir saatlik bir aktivite için yolda geçirdiğimiz süreyi ve stresi düşündüğümüzde bu tür uzaktan yapılan aktivitelere evimizin konforunda ulaşabilmek için para ödemek çoğumuza normal gelmeye başlayacak. Bazı iş kolları için çok pahalı semtlerde çok pahalı ofisler kiralamak yıllardır son derece normal karşılanırken bu ve bunun gibi pek çok normalimizi yeniden değerlendireceğiz bence.

Küresel seviyede yaşadığımız bu zor tecrübe ve bu zorunlu değişim dönemi, akıp giden yaşamlarımızdaki alışkanlıklarımızı fark etmek, neyi niye yaptığımızı yeniden değerlendirmek ve yaşamımızda nelere yer açmak istediğimizi bizlere hatırlatmak ister gibi. Bu süreçte, sizlerin de kendi yaşamlarınızda fark ettiğiniz ve içten içe değişim rüzgarlarını hissettiğiniz şeyler var mı? Duymayı çok isterim.

Sevgilerimle,
Fatma Özdemir
13.04.2020
Emirgan/Istanbul