Bedenim Hiç Esnek Değil… İmdaat!

Yogaya merak salıp internette araştırma yapmaya başlarsanız veya yoga dergilerine göz atarsanız genelde son derece güzel, zayıf ve bedeni oldukça esnek insanların yoga yaptığı izlenimine kapılabilirsiniz. Oysa ben kendimden biliyorum; 2000 yılından beri yogayla ilgileniyorum ve o pozların çoğuna ya hiç giremedim, ya da girebilmem yıllar aldı…

Bedenim yoga yapan pek çok arkadaşımınki gibi esnek değil. Yoga yaparken yıllardır “imdaat!” diye bağırasım gelirdi. Ta ki beden farklılıklarını ve bunların hareket kabiliyetimize etkilerini öğrenene kadar. Şimdi biliyorum ki bazı pozlarda asla o fotoğraflardaki gibi görünmeyeceğim ve bunda yanlış hiçbir şey yok. Bazı pozları ise biraz daha çalışırsam yapabilirim.

Nasıl her birimizde aynı sayıda  göz, ağız, burun olduğu halde milyarlarca farklı yüz şekli var, işte aynı şekilde her birimizin bedeninde aynı sayıda kas, kemik, eklem, bağ doku olmasına rağmen milyarlarca farklı beden kombinasyonu var. Bazı kombinasyonlar esnek beden dediğimiz hareket aralığı geniş bedenleri oluştururken, bazıları da esnek olmayan beden veya kapalı beden dediğimiz hareket aralığı daha az olan bedenleri oluşturuyor.

Beden yapımız hareket aralığımızın sınırlarını belirliyor. Yani bazı beden tipleri bazı pozlarda asla fotoğraflardaki gibi görünmeyecek. Nokta. Peki bir poza girdiğinizde, daha doğrusu tam olarak fotoğraflardaki gibi veya dersteki diğer kişiler gibi giremediğinizi düşündüğünüzde bu her zaman beden yapınızdan kaynaklı ve değiştirilemez bir şey midir? Hayır! Dengeli ve sürekli bir egzersiziniz yoksa büyük ihtimalle hareket aralığı kapasitenizin önemli bir kısmını kullanamıyorsunuz. Bu kapasite egzersiz yaparak geri kazanılabilir.

Peki poza girdiğinizde fotoğraflardaki gibi görünmüyorsanız bunu sebebi beden yapınız mı yoksa tüm kapasitenizi kullanamıyor olmanız mı? Bunu kendi kendinize anlamanız mümkün. Bu harika bir haber değil mi? Hemen anlatıyorum…

Bir hareketi yaparken hareket ettiğiniz yönde bir engel varsa, bu bedeninizin sınırına geldiğinizi gösterir. Hareket yönünün tersinde bir engel varsa bu bedeninizin o bölgesinin esnekliğini kaybettiğini ve esnetme egzersizleri ile hareket aralığınızı artırabileceğinizi gösterir. Bir örnekle açıklayayım: başınızı öne eğdiğinizde çeneniz göğüs kemiğinize çarptığı veya boğazınız sıkıştığı için mi duruyorsunuz yoksa boynunuzun arkası gerildiği için mi? Problem ön tarafta (yani hareket ettiğiniz yönde) ise hiç zorlamayın, bedeninizin yapabileceği bu kadar. Problem arka tarafta (yani hareket yönünün tersinde) ise boyun egzersizleri yaparak başınızı öne eğme kapasitenizi artırabilirsiniz.

Bedeninizin sınırına geldiyseniz bedeninize saygılı olmanızı ve gereksiz yere zorlamamanızı öneririm. Hocam Paul Grilley’nin dediği gibi ne kadar esnek olursak olalım hepmiz bir gün bedenimizin sınırına geleceğiz ve bu sınıra saygılı bir şekilde pozlarda kalabilirsek pozlardan fayda sağlamaya devam edebiliriz. Diğer yandan bedeninizin hala esneme kapasitesi varsa bu kapasiteyi yavaş yavaş artırmayı seçebilirsiniz.

Yapamadığınızı düşündüğünüz yoga pozları var mı? Üstteki yöntemle sebebini anlayabiliyor musunuz?

Sevgilerimle,
Fatma Özdemir
02.09.2017 (ilk versiyon Seyahatname Dergisi, 2014 Şubat sayısı)
İstanbul

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com’da bir web sitesi veya blog oluşturun